Uzuuuuuuuuuunnca bir süredir Ada cadısının hastalığıyla deyim yerinde ise güreşiyoruz. Tam onu alt ettiğimizi düşündüğümüz anda farklı yerden yakalıyor bizi.
Göcekte başladı kabus günler. Günde bir, bilemediniz iki defa hafiften öksürmeye başladı. Dönüş yolunda arttı öksürük. Kendi doktorumuz yerine, nedenini hala çözebilmiş değilim, farklı doktora gittik. O esnada ben de tırnağımı çektirdiğim için eşim gösterdi Ada'yı. Doktor açıklama yapma gereği duymamış. Bir iki ilaç verip geçiştirmiş.
Artan öksürük ve bir türlü dışa atamadığı balgamı ile mücadele ettik durduk. Neredeyse boğulacak gibi öksüren çocuk, nöbet geçince bir şey yokmuş gibi devam ediyor güne.
Sonunda, tam da doğum günüm için yemekteyken, iyice artan sıkıntısına hal çare bulamadığımız için telaş içinde üniversite hastanesinin aciline gittik. Doktor boğmaca dedi. Dondum. Bir sürü yan etkisi, sebep verdiği hastalık, hatta ve hatta ölüm riski olan bir illet ile karşı karşıya idik. 2 doz buhar tedavisi ile eve döndük. Ertesi sabah acil doktoru tekrar görmek istedi Ada'yı. Boğmaca olmadığını söyledi. Bronşiolitmiş. Bronşları iltihaplanmış. Sebebi de mikrobu taşıyan biriymiş.
Bu defa da her yemeğin ardından balgamlı istifra etmeye başladı. Çocuğun midesinde yemek durmadı. Epey de zayıfladı.
Kendi doktorumuza da gidip bronşiolit tanısını teyit ettirdik. O da ek ilaç verdi. Ada hala balgamı sökeceğim derken kızarıp, morarıyor. Umarım kısa zamanda geçer bu hastalık. Biz de, o da perişan haldeyiz. Zaten huysuzdu. İyice çığırından çıktı çocuk. Sebebini anlayamadığımız ve bir türlü ikna edemediğimiz ağlama nöbetleri geçiriyor.
Tanrım, biraz sabır!!! :)