24 Aralık 2011 Cumartesi

Amigurumi Workshop - İzmir

Gün geçtikçe artan farkındalık ile şimdilerde bayanların gözdesi amigurumi! 
Her ne kadar adı başlarda hatırlamakta güçlük yaratsa da, ortaya çıkan işlerin cazibesi ve orjinalitesi unutulacak gibi değil!


Türk kadını, zaten hamurunda var olan dantel ve örgü becerisini böylesine farklı bir ortamda kullanmaktan keyif alıyor.


Bizler de bu hobiye katkı sağlamak ve bildiklerimizi aktarıp sinerji  oluşturmak adına İzmir'de workshop düzenledik. İzmirli bayanlarla keyifli bir gün bizi bekliyor.


Konular;
  •  Amigurumi başlangıç
  • Renk değiştirme,
  • Arttırma, eksiltme
  • Göz takma, işleme
  • Bitirme ve dikiş
  • Yararlı bilgiler, teknikler ve ipuçları

 Tek günlük eğitim tarihleri;
07 Ocak 2012 Cumartesi 
15 Ocak 2012 Pazar
 
21 Ocak 2012 Cumartesi
 
Eğitim sabah 11.00'de başlayacak ve 17.00'de sonra erecektir. Eğitim yeri Güzelbahçe'dir.
 
Yukarıdaki tarihlerden size uygun olan bir günü seçin ve bize bildirin. Bunun için eglenceliyumak@gmail.com adresine mail gönderebilir ya da 0 539 325 01 51 (avea) nolu telefondan ulaşabilirsiniz.
 Gün sonunda ördüğünüz oyuncak ve malzemeleriniz ile aramızdan mutlu ayrılacaksınız.

Ücret; Malzemeler ve kurs anlatım dahil 50 TL
Bu deneyimi birlikte yaşamak için İzmirli dostlarımızı bekliyoruz.

20 Aralık 2011 Salı

Bacadaki Noel Baba- Şişe Aksesuarı

Hiç böyle şeker şişe süsü gördünüz mü? 

Yılbaşı gecenizi renklendirmek için harika bir alternatif. Herkes bacaya sıkışıp kalmış noel babanıza hayran kalacak.

Hem de sadece 25 TL.

Ptt kargo ile kapıda ödeme seçeneğinden yararlanarak kredi kartı vb bilgilerinizi vermeksizin güvenli alışveriş yapabilirsiniz. 

Tek yapmanız gereken bize ulaşmak. 

eglenceliyumak@gmail.com











15 Kasım 2011 Salı

Kişisel Bebekler

Bu bebecikleri yapalı uzun zaman oldu. Hatta Facebook Sayfamızda da paylaştık. Blogta yer alması nedense uzun sürdü. Önce Hürrem bebek katıldı ailemize. Saç rengi nedeniyle ismi Hürrem oldu ancak giyim tarzı ile tamamen marjinal bir bebek! :)






 
 
Ardından Yasemin ve Kayahan çiftine merhaba dedik. Yasemin ilkokul arkadaşım. Uzun soluklu bir dostluğumuz var. Onun bebeğini yapmak beni gerçekten heyecanlandırdı. Çok da keyif aldığım bir proje oldu.  Yasemin'den sevgili eşine yıldönümü hediyesi.
İşte Kayahan ve Yasemin çiftinin resimleri.





 
 
Tüm bebeklerimize kıyafetlerini sevgili yeğenim, Ebuşumun ilk göz ağrısı Dilek'im dikti. Ona da teşekkür etmek istiyorum. :) Canım benim. İyi ki varsın!

19 Eylül 2011 Pazartesi

Portakal Kız Çekilişi











Bu şeker kız neden sizin olmasın!

Eğlenceli Yumak ilk çekilişini düzenliyor ve bu Portakal Kız ilk hediyemiz.

Çekilişe katılmak için ise uzuuuuuuuuuuuuuuuunn listeler sunmuyoruz size. Yapmanız gereken çok basit.

İlk aşamada
http://www.facebook.com/pages/E%C4%9Flenceli-Yumak/198381730201558
linki tıklayarak sayfamızı beğenmeniz gerekiyor.

Ardından çekiliş için hazırlamış olduğumuz etkinlik sayfasına gelip "Katılacağım" butonunu tıklamanız yeterli.
Etkinlik sayfamızın linki;
http://www.facebook.com/event.php?eid=220151974706950

Herkese bol şans diliyorum. :)

9 Ağustos 2011 Salı

Lulu



Koyunumuz oldukça tipsiz! Yine de sizlerin beğenisine sunmak istedim. Sayıları not ediyordum örerken ama cadı kızım hiç durmadığı için kağıt kalem bir tarafa, ben bir tarafa savrulduk gittik. Netice itibariyle sayı yok. Ancaaaaaaaaaaaaaaaaaakk!!! İlle de böyle bir koyunum olsun isterseniz sevgili Uğurböceği Hatice bunun daha güzelini ördü ve tarifi foruma ekledi. Buyrun gelin derim!

Biricik ablam Ebuşuma da bu fevkaladenin fevkinde fotoğraflar için teşekkür ediyorum. Oyuncak senin objektifinle yaşıyor Ebuş! Sensiz bu oyuncaklar ne ki! :)

Bize Facebook'tan ve Eğlenceli Yumak bloğumuzdan da ulaşabilirsiniz!

Mutlu kalın!

4 Ağustos 2011 Perşembe

Boğmaca - Bronşiolit

Uzuuuuuuuuuunnca bir süredir Ada cadısının hastalığıyla deyim yerinde ise güreşiyoruz. Tam onu alt ettiğimizi düşündüğümüz anda farklı yerden yakalıyor bizi.

Göcekte başladı kabus günler. Günde bir, bilemediniz iki defa hafiften öksürmeye başladı. Dönüş yolunda arttı öksürük. Kendi doktorumuz yerine, nedenini hala çözebilmiş değilim, farklı doktora gittik. O esnada ben de tırnağımı çektirdiğim için eşim gösterdi Ada'yı. Doktor açıklama yapma gereği duymamış. Bir iki ilaç verip geçiştirmiş. 

Artan öksürük ve bir türlü dışa atamadığı balgamı ile mücadele ettik durduk. Neredeyse boğulacak gibi öksüren çocuk, nöbet geçince bir şey yokmuş gibi devam ediyor güne.

Sonunda, tam da doğum günüm için yemekteyken, iyice artan sıkıntısına hal çare bulamadığımız için telaş içinde üniversite hastanesinin aciline gittik. Doktor boğmaca dedi. Dondum. Bir sürü yan etkisi, sebep verdiği hastalık, hatta ve hatta ölüm riski olan bir illet ile karşı karşıya idik. 2 doz buhar tedavisi ile eve döndük. Ertesi sabah acil doktoru tekrar görmek istedi Ada'yı. Boğmaca olmadığını söyledi. Bronşiolitmiş. Bronşları iltihaplanmış. Sebebi de mikrobu taşıyan biriymiş. 

Bu defa da her yemeğin ardından balgamlı istifra etmeye başladı. Çocuğun midesinde yemek durmadı. Epey de zayıfladı.

Kendi doktorumuza da gidip bronşiolit tanısını teyit ettirdik. O da ek ilaç verdi. Ada hala balgamı sökeceğim derken kızarıp, morarıyor. Umarım kısa zamanda geçer bu hastalık. Biz de, o da perişan haldeyiz. Zaten huysuzdu. İyice çığırından çıktı çocuk. Sebebini anlayamadığımız ve bir türlü ikna edemediğimiz ağlama nöbetleri geçiriyor. 
Tanrım, biraz sabır!!! :)

24 Temmuz 2011 Pazar

Tembel Teneke




Şöyle bir baktım da, oldukça uzun zamandır hiçbir şey yazmamışım, hiçbir paylaşımım olmamış.
Eğlenceli Yumak için blog açınca tüm enerjimizi oraya yoğunlaştırmışız. Gerçi pek de başarılı olamamışız. Orada takipçiler pek az! :) Demek ki bir yerlerde hata yapıyoruz. Bloğumu çok boşladım. Farkındayım. Bu kadar umursamaz davrandığım için üzgünüm. Umut ediyorum ki; bugün itibari ile daha çok ilgileneceğim bloğumla.. 
Artık silkinme zamanı. Ne oyuncak ördüğüm var ne de örme isteğim. Bir püsürlük ki sormayın! 
Tamam tamam, yazarken bile içim bayıldı. Okuyanları da tembelliğe sürüklemenin alemi yok. 
Hadi bakalım hayırlısı!!!

8 Nisan 2011 Cuma

Eğlenceli Yumak




Abla-kardeş dedik 
"Voltran oluşturalım!"
"Ördüğümüz oyuncakları birleştirelim."
Bu düşünceyle Eğlenceli Yumak çıktı ortaya.

ADAgurumi ve Ebruli Günce bir de Eğlenceli Yumak'ı beğeninize sunuyor!
Bloğumu takip eden arkadaşlarım...

Dilerseniz 
http://eglenceliyumak.blogspot.com
adresini de takibinize alabilir
ve
Facebook'taki Eğlenceli Yumak sayfasını beğenerek bizlere destek olabilirsiniz.

Şimdiden desteğiniz için teşekkürlerimi sunuyorum!

27 Mart 2011 Pazar

Batan Geminin Keşmekeşi

Aklımı kurcalar durur oldu bu aralar sorular... Yağmurla dolup, güneşle buharlaşıp boşalan çukurlar gibiyim diyeceğim ama zihnimin boşaldığı da, rahatladığım da yok!

Bir tadilattır gidiyor beynimde. Gürültü, uğultu, kıyamet... 

İç sesim "canlan artık, bir iş bul da pasın gitsin" diyor. 
Ben de gizliden gizliye "henüz erken mi?" diye sormadan edemiyorum.

Yeni bir başlangıç yapmalı mı yoksa evde oturup körelmeli mi bilemedim.

Gecenin bir yarısı... Az evel bir iş bulma sitesinde CV'mi yeniden oluşturmayı bitirmiş bulunuyorum.

Ancak biten tek şey özgeçmişim. Aklımdaki onca sorunun ise ne sonu ne de tatmin edici cevapları var!

Mezun olduğumdan beri bir işe girip çalışmamışım. Ciddi bir deneyim yok. Beni mi bekler şirketler?

Öğrenciyken ne kadar rahatmışım! Ne olacak sıkıntısı vardı belki ama henüz mezun olmamanın getirdiği rahatlığı da yadsımamak gerek. 

Mezuniyet, hamilelik, doğum, bebeğin bakımı...
Yavaş yavaş köreltiyor muyum kendimi ne? En son hangi kitabı okudum? Mesleğimle ilgili kaç haber kovaladım? Sahi, bizim mesleğin jargonu neydi? Bırakın terimlerin içini doldurmayı, aklıma gelmiyorlar bile.

Neydi? Neydi?

Üzüldüm şimdi kendime. İki kelime bile bir araya gelip cümle kuramaz oldu. Nerede bu kelimeler???

Bir bebek bu kadar koparır mıymış insanı sosyal ortamından?

10 aylık oldu tam da minik cadı. Pek sevimli bu aralar.

Onu belki de hiç tanımadığım bir bakıcının eline bırakıp, sırf ileri zamanlarda çalışan bir annenin artılarını yaşaması için ve tabi kendimi mutlu etmek için, yeni ufuklara açılma zamanı mıdır?

Ya da evin rahatlığını, oyuncak üretmenin keyfini yaşayarak bu minik bireyin yanıbaşında mı olmalı?
E ama o kadar okuduk... Tüketelim mi kendimizi! 
Demez miyim biraz yaşımı aldığımda, "ne yaptın Özge hayatın boyunca?"

Öyle berbat bir noktadır ki bulunduğum yer... 
Ne yapmalı da hem iç huzura, özgüvene destek olup, körelmeyi engellemeli hem de minicik bir bebeği kendi gibi soğuk bir kelime olan BAKICInın kollarına bırakmanın yarattığı vicdan azabını gidermeli?

İç ses... Bana doğru yolu gösterir mi?

19 Mart 2011 Cumartesi

Akordeon Köpek







Köpeğimi uzuuuuuuuuun uğraşılardan sonra az evel tamamlayabildim. Nasıl mes'udum bilemezsiniz. :)

Köpeciğimiz Elena Belova'ya ait. Böyle güzel bir oyuncak ürettiği için ne kadar teşekkür etsek az.

Amigurumi Forum olarak 4. etkinliğimizde bu köpeğe yer verdik ve güzel bir çalışmayı daha geride bıraktık.

Çok hızlı arkadaşlarımız vardı. Pıt diye örüverdiler köpeği ama ben hem geç başladım hem de elimde süründü.

Gerçi henüz bitirememiş olanlar da var. Bakınız; sevgili Ebruli günce Ebru... :) Tembel Ebru.

Senden önce bitirdim işte. Oh! Sefam olsun.

İpliğim Anchor Olympos. Aman deyim onunla örmeyin. Bileklerim çevrimdışı onun yüzünden. Bir de 4.5 mm tığ ile ördüm. Kocaman bir şey oldu. Akerdeon kısmını uzattıkça iyice büyük bişi çıkıyor ortaya.

Öylece ortalık yere bıraktım salonda. Eve hırsız girse "Bu ne?" diye korkar. :)

Madem köpeğimiz bitti. Elimizdeki yarım işlere dönelim değil mi?

Onları da bir an önce bitireyim ki, hemen yayınlayım burada. Bakıyorum da çok az yazıyorum. E tabi icraat olmayınca yazacak şey de olmuyor ama toparlamam gerek kendimi.


Üretkenliğe devam! Tikkaaaaaaaatt!!! Ben geliyorum... -rum -rum -rum...

1 Mart 2011 Salı

Bahtsız Tavşan

Forumda sevgili dostlarımla birlikte ördüğümüz tavşanım. Malesef ben Eda ablanın tarifine uyamadım çünkü önceden örmüştüm kol ve bacakları. Hal böyle olunca iş başa düştü ve şemayı da bir yandan not ederek bu tombik yanaklı tavşanı ördüm. Bacakları ördükten sonra birleştirerek gövdeye devam ettim, böylece dikiş derdinden kurtuldum.

Ancak zavallı tavşanın başına neler gelmedi ki... Ördüm, söktüm, diktim, söktüm... Bana da ona da ızdırap oldu. Az daha bitmeseydi fırlatıp atacaktım neredeyse.

Yüz ifadesi de bu hali dile getirircesine masum ve acı dolu oldu.

Umarım sizlerin de beğenisini kazanır...

















9 Şubat 2011 Çarşamba

Strawbeary

Uzun zamandır yapmak isteyip de bir türlü yapılışını bulamadığım bu çirkin şeyin sayıları bir anda, iki koldan birden elime geçiverdi. Bazı şeylerin sırası vardır, zaman gerekir ya hani. Bekledim, bekledim de birden geliverdi. Ben de elimdeki işi bitirir bitirmez dört gözle beklediğim oyuncak şablonuma balıklama dalıverdim. Örmesi zevkliydi. Ada ile örme hızım bir kaplumbağanınkinden bile yavaşken yine de yılmadım. Ağır aksak da olsa azimle bitirdim ayıcığı. 
O ne saçtır!!! Kirpik iple bir daha mı? Aman deyim cancağazlarım. Siz siz olun da kirpik ipi tığ ile örmeyin. Benim püsürlüğümden midir, Ada'nın fırsat vermemesinden midir, yoksa cidden bu ip ile tığ işi zor mudur bilemedim ama saçları beni çatlattı adeta. Hele ki gelinin saçlarını örerken yaşadığım kabusu henüz atlatmışken bu ip hiç de hoşuma gitmedi doğrusu. :)
Bir de kirpik ipim saçın son birkaç sırası kaldığında bitmesin mi! Bu ipleri gramajla sattıkları için az almıştım. Yeter dediğim miktar yetmedi malesef! O nedenle de biraz bekledi oyuncak. 
Neyse ki sonuç güzel. İstediğim gibi oldu. Sizlerle de paylaşmayı bir borç bilirim efenim :)
Esen kalın!!!